10 KASIM ATATÜRK'Ü ANMA PROGRAMIMIZ
Değerli müdürüm, değerli öğretmenlerimiz ve kıymetli arkadaşlarım;
Bugün Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ölümünün 83. Yıldönümünde burada toplanmış bulunmaktayız. Sizi Atamızın anısına bir dakikalık saygı duruşuna ardından İstiklal marşına davet ediyorum.
Türk milletinin kurtuluşunda hür ve bağımsız olmasında büyük emeği olan Atamızın ölümünün, aramızdan ayrılışının hüznünü ilk günkü gibi yaşıyoruz.
Günün anlam ve önemini belirtmek için okulumuzun müdür yardımcısı Hülya Demir'i konuşmasını yapmak üzere buraya davet ediyorum.
Sayın müdürüm, Değerli öğretmen arkadaşlarım, Sevgili öğrencilerimiz;
Bugün Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Büyük Önder Atatürk'ün 83. Yıldönümü. Bu sebeple toplandığımız şuan kendi adıma söyleyeyim ki sizlerin de aynı hisleri paylaşmasını dilerim, elim bir his ve hayıflanma, hüzün içersindeyim. Çünkü bizim için bu kadar önemli işler başarmış, her şeyden önce Türk Milletini esaretten kurtarmış bir liderin erken ölümü Türk Milleti adına büyük bir kayıptır. Kim bilir daha nice başarılara, gelişmişliklere imza atacaktı.
Sözlerime onu ve onunla omuz omuza Çanakkale'de, Kurtuluş Harbinde ve diğer savaşlarda mücadele etmiş silah arkadaşlarını, şehitlerimizi ve şuan ebediyete intikal etmiş gazilerimizi saygıyla anarak başlamak istiyorum. Hepsinin ruhları şad olsun.
Bilindiği gibi, 19. Yüzyıl, Avrupa'nın ekonomi, hukuk ve eğitim alanlarında büyük atanımlar yaptığı bir yüzyıldır. Avrupalı aydınlar ve yöneticiler, kendi toplumlarının 19. Yüzyılda ki büyük gelişme ve dönüşümlerine öncülük etmişlerdir. Ne yazık ki Osmanlı aydını ve yönetimi, çağın dinamiklerini ve dönüşümlerini, bilinçli bir şekilde tanımak ve çağla barışık yaşamayı başarmakta yetersiz kalmıştır. Mustafa Kemal Atatürk ise Türk Devletinin ulaşması gerektiği aşamayı, 20. Yüzyılın başlarında şaşmaz bir sezgiyle görerek yaşamda en gerçek yol göstericinin bilim ve teknolojinin olduğunu tespit etmiştir. Ayrıca gerçek kurtuluşun ekonomik bağımsızlıktan, ülkenin her bakımdan kalkındırılıp güçlendirilmesinden geçtiğini belirtmiş, Batı uygarlığının biliminden, teknolojisinden yararlanarak, bunları özümseyerek çağdaş uygarlık düzeyine çıkıp, bu düzeyi de aşmayı milletinin önüne amaç olarak koymuştur. Atamız bu amacı daha somut olarak '' Büyük davamız en medeni en müreffeh millet olarak varlığımızı yükseltmektir.'' şeklinde ifade etmiş ve refah toplumu olmayı hedef göstermiştir.
Gerçektende 1920-1938 yılları arasında sağlanan gelişme ve değişmeler, hem milletin birbiriyle kucaklaşması hem de çağ ile yarışmak düşüncesiyle temellendirilmiştir. Uygulanması da milletin çağdaşlaşmaya katılması ve ona katkıda bulunması şeklinde olmuştur.
Atatürk'ün Türk Milletini büyük bir atalıma hazırladığı ve yönlendirdiği yüzyılda Avrupa ve Asya'nın pek çok ülkesinde totaliter rejimler veya diktatörlükler bulunuyordu. Böyle bir dünyada Atatürk yabancı bir gazetecinin sorusuna ''Ben kalpleri kırarak değil, kazanarak hükmetmek isterim.'' diye cevap vermiştir.
Aynı çağda yaşayan, gerek kendi milletleri, gerekse dünya için endişe ve korku kaynağı olan liderler, bu gün ya unutulmuş ya da kötü miraslarıyla anılır olmuştur. Atatürk ise sevgi ve saygı uyandırarak Türk Milletini çağ ile tanıştırmaya gayret etmiştir. Muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkmak hedefi ise çağın akışına yön verme düşüncesinin bir göstergesidir.
Yalnız 10 Kasımlarda değil, her daim, Atatürk 'ün mücadele azmi, bizlere yüklediği sorumluluklar ve gösterdiği hedefler, tekrar tekrar konuşulmalıdır. Ülkemizin en zor anında bile düşünüp ortaya koyduğu milli hedef ve stratejilerin hatırlanması, bu tür çabaların anlam ve değerinin çok iyi bilinmesi, büyük Atatürk'ün ebedi istirahatgahında huzur içinde yatması bakımından da önemlidir.
Konuşmama yüce Atatürk'ün çok beğendiğim bir sözüyle son vermek istiyorum. ''Eğer bir gün benim sözlerim bilimle ters düşerse bilimi seçiniz.''
Büyük önderimiz M. Kemal Atatürk'ü ebediyete intikalinin 83. yıldönümünde bir kez daha rahmet minnetle anıyor, beni dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.
* Hatırlatmayın bana dokuzu beş geçeyi
Hele puslu geçen o geceyi
Bu beni en büyük yasım,
Bu Ata'mın öldüğü tarih 10 Kasım
10 Kasım'la ilgili Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın ''On Kasımlarda Yürümek'' şiirini okumak üzere 9-A sınıfından Bahadır Bektaş'ı davet ediyoruz.
Atatürk'üm işte 10 Kasım yine
Dalgalanır ağaçlarla oğullar
Dalgalanır oğullarla nineler
Dalgalanır ninelerle genç kızlar
Özlemin ta yüreğime işlemiş
Seni bulmak, seni görmek için ben
Bütün toprakaltıyla barışacağım
Ereceğim sana usta, barışta, başarıda
Öyle
Güçlüsün ki
Güçleneceğim
Öyle yücesin ki, yüceleceğim
Düşüne düşüne seni kocaman kocaman
Dağlara, dağlara karışacağım
Ozan mıyım, ordu muyum, su muyum anlaşılmaz
Çağlar upuzun allığı yüreğimde ülkünün
Sanki bayrak bir kalemdir, sanki gökler bir kağıt
Sanki ellerim gece
Sanki ellerim gündüz
Yazacağım seni daha, bir daha
Ben senin ölümünle yarışacağım
Milletine bu kadar az zamanda bu ölçüde hizmet verebilen tek devlet adamı Atatürk'tür. O büyük insan yalnız Türkiye için değil bütün Doğu milletleri içinde en büyük önderdir.
9-C sınıfından Hiranur Baysan'ı Atatürk'le ilgili bi anıyı okumak için buraya davet ediyorum.
YANINA ALDIĞI İLK ER
O, Samsun'a çıktığı zaman, üstü başı yırtık, postalları patlamış, silahsız bir er gördü. Yüzünün rengi bakıra dönmüş, yağları eriyip kemik ve sinir kalmış, bu Türk askeri ağlıyordu. Ona sordu:
--- Asker ağlamaz arkadaş, sen ne ağlıyorsun?
Er irkildi, başını kaldırdı. Bu sesi tanıyordu ve bu yüz ona yabancı değildi. Hemen doğruldu ve Anafartalar'daki Komutanını çelik yay gibi selamladı.
--- Düşman memleketi bastı, hükümet beni terhis etti. Silahımızı elimizden aldı. Toprağımıza giren düşmanı ne ile öldüreceğim?
Kemal Atatürk, erin omzuna elini koydu.
--- üzülme çocuğum dedi. Gel benimle!
Ve Samsun deposunda giydirip silahlandırarak yanına aldığı ilk er bu Mehmetçik oldu.
On Kasım'ın anısına yine bir başka şairimizin, Halim Yağcıoğlu'nun '' Mustafa Kemaller Tükenmez'' şiirini okumak üzere 9-C sınıfından Meriç Neşe'yi davet ediyoruz.
MUSTAFA KEMAL'LER TÜKENMEZ
Tükenir elbet
Gökte yıldız denizde kum tükenir
Bu vatan bu topraklar cömert
Kutsal bir ateşim ki ben sönmez
İnanın Mustafa Kemal'ler tükenmez.
Ben de etten kemiktendim elbet
Ben de bir gün göçecektim elbet
İki Mustafa Kemal'im var iyi bilin
Ben işte o ikincisi sonsuzlukta
Ruh gibi bir şey görünmez
İnanın Mustafa Kemal'ler tükenmez
Hep kardeşliğe bolluğa giden yolda
Bilimin yapıcılığın aydınlığında
Güzel düşünceler soyut fikirlerde ben
Evrensel yepyeni buluşlarda
Geriliği kovmuşum ben dönmez
İnanın Mustafa Kemal'ler tükenmez
Başın mı dertte beni hatırla
Duy beni en sıkıldığın an
Baştan sona her şeyiyle bu vatan
Sakın ağlamasın kasımlarda
Fatih'ler Kanuni'ler ölmez
İnanın Mustafa Kemal'ler tükenmez
*Türk milletinin eşsiz evladı Atatürk sen ebedi istirahatinde rahat uyu. En büyük eserim dediğin Türkiye Cumhuriyeti bizlere emanettir.
*Seni seven ve anlayan bir gençlik her zaman var olacaktır.
Programımız burada sona ermiştir. Hepinize dinlediğiniz için teşekkür ederiz.
Adres:
BAHÇEŞEHİR 1. KISIM MAH. BAŞÖĞRETMEN CAD. NO 1/1 BAŞAKŞEHİR / İSTANBUL
Telefon
0 212 8018001